Thursday, January 4, 2007

Beklenen OSMANLI Nasıl Gelecek?

İnsanlığın barışa, huzura ve kardeşliğe en çok ihtiyaç duyduğu bu yıllarda tek çıkar yol güzel ahlaklı, adaletli, inançlı ve vatansever nesiller yetiştirmektir. Bunun yolu ise, modern çağın iletişim araçlarını ve yöntemlerini kullanarak, milli ve manevi değerlerin yüceltilmesidir. Yeni yetişmekte olan Türk gençliği, sahip oldukları Türk ve Müslüman kimliği, Osmanlı mirası konusunda modern kitle iletişim araçları vasıtasıyla bilinçlendirilmelidir. Müslüman-Türk kimliğinin öneminin tam olarak anlaşılması için bu kimliği taşıyan insanların asırlar boyunca tüm dünyaya nasıl nizam verdiği anlatılmalıdır. Türk Milleti tarih boyunca her biri diğerinden güçlü 16 devlet kurmuş ve bu devletlerin yönetiminde gösterdiği üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmuştur. Selçuklu ve Osmanlı devletleri başta olmak üzere, Müslüman-Türk Milleti’ni güçlü kılan unsurları sadece askeri güçle açıklamak ise mümkün değildir. Dünyanın en karışık ve en hassas bölgesini asırlar boyunca hakimiyeti altında tutan gücün altında o dönemde Kuran ahlakına dayanan bir ahlak anlayışı yatmaktadır.
Rabbimiz tarafından Kuran’da bildirilen bu ahlakın başlıca özellikleri, zulümden ve haksızlıktan uzak durarak dürüst ve mert davranmak, koşullar ne olursa olsun adaleti her zaman ayakta tutmak, hoşgörüden ve uzlaşmadan yana olmaktır. Bu özellikler nedeniyledir ki kendilerine tabi olan halklar da her zaman Müslüman Türklerin yönetiminden razı olmuş, hatta çoğu zaman kendi istekleriyle onların yönetimleri altına girmişlerdir. En geniş anlamda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bu adaletli yönetim sayesinde tüm Balkanlar’ı, Kafkasya’yı ve Ortadoğu’yu kapsayan coğrafyada, üç dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan bu hakimiyet altında asırlar boyunca huzur içinde yaşamışlardır.
Ancak günümüzde aynı topraklar üzerinde acı, gözyaşı, zulüm ve savaş bir türlü sona ermemektedir. Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar’dan oluşan ve Türkiye’nin tam merkezinde yer aldığı “Osmanlı Coğrafyası” halen çok hareketli ve karışık bir yapıya sahiptir. Osmanlı Devleti’nden sonra bölgede oluşan boşluk henüz doldurulamamış ve gerçek anlamda bir güven ortamı sağlanamamıştır. Bu durum aynı topraklarda asırlar boyunca Osmanlı liderliğinde örnek bir “birlikte yaşama modeli” uygulayan Müslüman Türk Milleti’ne dikkati çekmektedir. Ve bu modelin günümüzde ve gelecekte de sadece Müslüman Türk Milleti tarafından gerçekleştirilebileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Nitekim son yıllarda pek çok devlet adamı, siyaset bilimci ve araştırmacı yazar, başta Osmanlı Devleti olmak üzere, Türk devletlerinin başarıyla yürütmüş olduğu adil yönetim sistemini incelemektedir. Bu incelemelerdeki amaç ise, Türklerin gerçekleştirdiği sistemi temel alan, yeni bir yönetim modeli oluşturmaktır.
Tarih, gerek Ortadoğu’ya, gerek Balkanlar ve Kafkasya’ya kalıcı barışın getirilebilmesinin, Osmanlı mirasının varisi olan Türkiye’nin liderliğinde mümkün olabileceğini göstermektedir. Türkiye’nin liderliğinde oluşturulacak bir birlik, hem çatışmaların sonu olup bölgeye kalıcı barışı getirecek, hem de tüm bölge ülkelerinin güçlü bir ekonomik işbirliği içerisine girmeleriyle tüm halkların yaşam kalitesini yükseltecektir.
Bu bölgede yaşayan devletlerin askeri, siyasi ve ekonomik açıdan en güçlü olabilecekleri model, birbirleriyle çatışmak yerine güçlerini birleştirmeleriyle oluşacak bir modeldir. Ortak bir dış politika bu devletleri dünya siyasetinde büyük bir güç haline getirecektir. Dolayısıyla 21. yüzyıla adım attığımız bu yeni dönemde Türkiye’nin geleceğe dair misyonu, tarihteki Müslüman-Türk devletlerinin büyüklüğüne ve şanına yakışır nitelikte olmalıdır. Üstelik bu misyon tarihte olduğu gibi bugün de Türk Milleti’ni zirveye taşıyacak, hak ettiği lider devletler arasına dahil edebilecek bir misyon olmalıdır. Dünya tarihinin en güçlü devletlerini kurmuş, tüm Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasına nizam vermiş olan Müslüman-Türk Milleti’nin aramış olduğu çözüm ve çıkış yolları, kendi tarihinde mevcuttur.
Asırlar boyunca şanlı devletler kurmuş, 3 kıtaya hükmetmiş bir milletin torunları ve 21. yüzyılda yeni bir cihan devleti kurmaya aday bir milletin bireyleri olarak bizlere düşen ise, Osmanlı’yı Osmanlı yapan tüm maddi ve manevi değerlerin önemini doğru bir şekilde anlamak ve uygulamaktır.
Osmanlı örneği göstermektedir ki, Türk Milleti çok geniş bir coğrafyayı kolaylıkla yönetebilecek bir birikime, yeteneğe ve güce sahiptir. Önemli olan Osmanlı’nın üzerinde yükselmiş olduğu değerleri iyi anlamak, bunları yeniden ve çağımıza uygun şekilde yorumlamak ve uygulamaktır.
Geçmişte olduğu gibi bugün de Müslüman Türk Milleti sabrı, imanı ve güzel ahlakı ile mazlumun yanında, zalimin karşısında yer alacak, farklı kültürlerden ve kökenlerden gelen insanları adalet ve hoşgörü potasında birleştirecek ve tüm dünyanın özlemini çektiği barış ve güvenlik ortamını oluşturacaktır.
Osmanlı Modeli Tüm Dünyada Büyük İlgi Görüyor Dünyaca ünlü belgesel kanalı History Channel tarafından hazırlanan Osmanlı belgeseli geçtiğimiz günlerde ABD’de yayınlandı. Belgeselde Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemleri uzun uzun anlatıldı.
Hakkın ve adaletin koruyucusu olduğu ifade edilen Osmanlı Devleti’nin, bütün din ve inançlara açık olduğu vurgulandı.
Belgeselde Osmanlı’nın fetih politikalarına ayrıntılı olarak değinildi ve fetihlerin dine ve etnik temellere dayalı olmadığı anlatıldı. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman döneminde hazırlanan hukuk sisteminden de övgüyle bahsedildi.

Kaynak : http://cermek.wordpress.com/

No comments:

Bu yazıya Not Ver !


Get your own Chat Box! Go Large!

Nickinizi Değiştirmek için Kendi Nickinize Tıklayın !!!

Film izle komedi komik